• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • http://facebook.com/hsnrtky
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05366735666
  • https://twitter.com/hsnrtky
  • https://www.instagram.com/hsnrtky
  • https://www.youtube.com/Hasan ORTAKAYA
Üyelik Girişi
Site Haritası
ALLAH'A BORÇ VERİLİR Mİ?
ALLAH'A BORÇ VERİLİR Mİ?
     Cennetin sadece anahtar bedelini kazanan insana cennetler veriliyor. Zaten hiçbir amelimizle cennetin bedelini ödeyip hak etmek harcımız değildir.
 
     Ancak imanın bedelini takdir eden yaratıcımızın sunduğu cennet; O'na inanmanın, O'nu bilmenin ve kabul etmenin mükâfatıdır. "Yap iyiliği at denize, balık bilmezse Halık bilir" atasözümüz de konuya çok inceden bir ayna tutmaktadır. Yaptım iyiliği arkamı dönüp geldim, unuttum kimlere ne iyilik yaptığımı. Ama yaratıcının kayıt sistemi asla unutmayacak ve asla bir zerresi bile kaybolmayacaktır. Basit bir bilgisayarda bile ne işlem yapıldığı kaydedilirken, insan gibi kâinat çekirdeğinin yaptıkları ilahi işlemciden kaçar mı?
 
     Yaptığımız iyilikler; ister canlıya, ister cansıza, ister insana, ister hayvana, neye ne şekilde yapılırsa yapılsın yapılan işlerde amaca bakılır. Eğer amaç insanlık, kulluk ve de imanın gereği olan bir şey ise yüce Allah sanki bunu kendisi için yapılmış ve kendisine borç verilmiş gibi kabul eder. Bütün varlıklar O'nun, elimizdeki tüm nimetler O'ndan. O, sadece gönlümüzden geçirdiğimiz niyetle yaptığımız amellere bakar. "Bu kulum bir varlığa iyilik etti, ben de bu iyiliğinin karşılığına kefil oluyorum" anlamıyla bizlere yaklaşır.
     Kur'an bu karşılıksız yardımları "Karz-ı hasen (güzel bir borç)" olarak tanımlar. "Kimdir Allah'a güzel bir borç verecek o kimse ki, Allah da o borcu kendisine kat kat ödesin. (Rızkı) Allah daraltır ve genişletir..." Aslında mal Allah'ındır. İnsan yeryüzünün halifesi olarak mala sahip olur; ama mal gerçekte ona emânettir. Göklerin ve yerin mülkü Allah'a aittir. Mülkün asıl sahibi Allah'tır. İşte, insanın mala halife kılınması,
     Allah'a ait olan malın üzerine vekil, emânetçi kılınmasındandır Karz-ı hasen (güzel bir borç), hiçbir kişisel kazanç, karşılık veya çıkar nedeniyle değil, fakat sadece Allah'ı razı etmek için verilen borçtur. Birilerinin işini kolaylaştırmak veya birilerine borç vermek te karzdır "Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.
      Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının peşinden (bunları) başa kakmayan ve gönül incitmeyenlerin, Rab'leri katında mükâfatları vardır. Onlar için korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de. Güzel bir söz ve bağışlama, peşinden eziyet gelen bir sadakadan daha hayırlıdır. Allah hiç bir şeye ihtiyacı olmayandır, yumuşak davranandır."
     "...Sarf ettiğiniz her hangi bir şeyin yerine O daha iyisini koyar..." Kâinat O'nun, bizler de O'nunuz, ancak her neye yardım eli uzatır, onlara bir parça fayda sağlayabilirsek bu işlemi yaparken de o Rahmanın adına O'nun hatırını ve O'nun rızasını gözeterek yapıldığında bu işler kayda değer bir anlam kazanır. Hiç umulmadık birine bu amaçla yapılan iyilik Kur'an diliyle "Zerre kadar hayrın hesabı mutlaka görülecektir" kuralının gereği sahibine fazlasıyla geri dönecektir. İyi de kim ödeyecek?
     Bizim iyilik yaptığımız varlıklar kendinden aciz, yardım ettiğimiz varlıklar zaten yardıma muhtaçtırlar, ters dönmüş bir kaplumbağayı çevirdiğimizde o kaplumbağa bize ne verebilir ki? Aç bir insanı doyurduğumuzda, bir hastaya ilaç olduğumuzda veya ölmüş birine mezar kazdığımızda bunların karşılığını nasıl alabiliriz ki? İşte deveden pireye neye yardım edebildiysek, Allah'ın hatırına onlara el uzattıysak uzattığımız o eller Allah'ın eliyle birleşecektir. Ellerimiz Allah'ın eliyle birleştikten sonra bu eller mahzun olur mu? Hadis kaynaklarında: "Kötü yolda olan bir kadın, sıcak bir günde, bir kuyunun etrafında dönen bir köpek gördü, susuzluktan dilini çıkarmış soluyordu. Kadıncağız mestini çıkararak (onunla su çekip köpeği suladı) bu sebeple kadın mağfiret olundu."
     "... Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a karz-ı hasen gönül hoşluğuyla ödünç verin. Kendiniz için önden (dünyada iken) ne iyilik hazırlarsanız Allah katında onu bulursunuz; hem de daha üstün ve mükâfatça daha büyük olmak üzere. Allah'tan mağfiret dileyin, şüphesiz Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir." Öyle bir Allah'ımız var ki bizi cennetine göndermek için fırsat üstüne fırsat veriyor.
     "Bir gün Cüneyd-i Bağdadi Hazretleri deniz kenarına gitmiş. Orada bir Mecusi'nin balıklara yem attığını görmüş. Cüneyd-i Bağdadi, Mecusi'ye: Sen ne yapıyorsun? Demiş. Mecusi: Balıklara yem veriyorum sevap kazanacağım. Cüneyd-i Bağdadi: Senin sevap kazanabilmen için önce iman etmen gerekir, sen Müslüman olmadıktan sonra hangi sevaptan bahsediyorsun? Mecusi: Peki benim bu balıkları yemlediğimi o bahsettiğin Allah'ın görüyor mu? Cüneyd-i Bağdadi: Elbette görüyor. O, her şeyi görür ve kim neyi ne için yaparsa bilir. Mecusi: Allah beni görüyor ve benim ne yaptığımı biliyorsa bu bana yeter. Aradan yıllar geçmiş. Cüneyd-i Bağdadi hacca gitmiş. Kâbe'yi tavaf yaparken bir de ne görsün? O Mecusi de Kâbe'yi gözyaşlarıyla tavaf yapıyor. Cüneyd-i Bağdadi: Senin burada ne işin var? Mecusi: Beni gördü, ey Cüneyd beni gördü. Senin Rabbin beni gördü. Sen gittikten sonra baktım ki balıklar Kelime-i Şehadet getiriyor. Ağaçlar kelime-i Şehadet getiriyor. İçimde inanılmaz bir duygu belirdi. Ben de onlara katıldım Kelime-i Şehadet getirdim. O gün Müslüman oldum, gördüğün gibi şimdi de buradayım. Sana bir nasihat vereyim: yap iyiliği at denize balık bilmez ise Halık bilir. İşte o Halık benim ne yaptığımı bildi ve beni Mecusi iken Müslüman yaptı."
    Bizler iyiliği kime ve neye yaparsak yapalım iyilik eğer Allah    için yapılan bir iyilik ise Allah'a borç vermiş oluyoruz. 
O halde ne duruyoruz?
Hasan ORTAKAYA
Ve şeytan aç kaldı kitaptan bir bölüm
  
1343 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Hava Durumu
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam18
Toplam Ziyaret361963
KİTAPLAR

                     MİNİK TRADERDS                                                                                SİYONİZM'İN AMENTÜSÜ