MÜSLÜMANLARIN ÜLKELERİNDE İSLAM YOK...

Üyelik Girişi

GENEL SAYFALAR

VİDEOLAR

DOST SİTELER

Site Haritası

MÜSLÜMANLARIN ÜLKELERİNDE İSLAM YOK...

The George Washington Üniversitesi’nden Müslüman Profesör Scheherazade S. Rehman ve Profesör Hossein Askari, Kur’an’daki ahlaki değerleri içeren ayetleri ele alıp ülkelerin İslam’a uygunluklarını ölçen bir çalışma yaptılar. Halkı Müslüman olan ve Müslüman olmayan hatta anayasasında İslam ülkesi olduğu belirtilen 208 ülke incelendiğinde, İslam ülkelerinin İslam’la alakalarının olmadığı ortaya çıktı. Bu durum öylesine utanç verici bir durum ki her Müslümanın kendisinden utanmasını gerektirecek bir durum olarak karşımıza çıkıyor.
“Ülkelerin İslamilik Endeksi” adı altında yapılan bu araştırmada ülkelerin içinde bulunduğu sosyal/siyasal yapı; “İslami ekonomi, yasal yönetim, insani ve politik haklar ile Uluslararası ilişkiler” olmak üzere dört kategoride incelendi. Kur’ani öğretilerden Adalet, dürüstlük, başkalarının haklarına saygı, ticari ahlak, sosyal ahlak, liyakat, sözünde durmak, emanetin ehline verilmesi, kamu haklarına saygı… gibi maddeler ele alınarak aşağıdaki maddelerle değerlendirildi.
1-Toplum üyelerine eşit iktisadi fırsatlar,
2. İktisadi adalet,
3. Sözleşmelerin ve mülkiyet haklarının korunması,
4. Çalışmak isteyenlere istihdam oluşturulması,
5. Eğitim imkânlarının eşit olarak sağlanması,
6. Yoksulluğun önlenmesi ve vatandaşların temel ihtiyaçlarının karşılanması,
7. Vergilerin toplumsal değerler için kullanılması,
8. Doğal kaynakların ve coğrafi imkânların bugünü ve yarını düşünerek kullanılması,
9. Hırsızlık, haksızlık ve yolsuzluğun önlenmesi,
10. Finansal destek sistemlerinin oluşturulması,
11. Faiz gibi sömürü düzeneklerinin kaldırılması,
12. Devlet ve millet yapısının birbirini destekleyecek ölçülerde olması…
Dünyanın 208 ülkesi arasında yapılan bu karşılaştırma sonunda İslami ideallere en çok uyan, İslam’ın emirlerine uygun toplum yapısı oluşturabilen ülkeler belirlendi.
Kur’an-ı Kerim’de yer alan İslam ideallerini bir endeks sonucu hesaplayan araştırmacılar İslamiyet’in öne çıkardığı idealleri yerine getiren ülkeler arasında İrlanda’nın birinci sırada yer aldığını belirtirken, Danimarka ikinci, Lüksemburg ise üçüncü sırada yer aldı. Şaşırtıcı bir şekilde İsveç, Danimarka, İngiltere, Norveç gibi Batılı ülkeler, İslâmilik konusunda Müslüman geçinen ülkeleri solladı.
Araştırma sonunda Müslüman ülkeler listenin en son sırasında yer aldı. Araştırmada öne çıkan en çarpıcı sonuç ise Kur’an-ı Kerim ideallerine uygun yaşama kıstasına en az uyan ülkenin 131. sırada Suudi Arabistan çıkması oldu.
İslam ülkeleri arasında Malezya 38, Kuveyt 48, İran İslam Cumhuriyeti(!) 163, Afganistan 169. sırada yer alıyor.
Bu sıralamaya göre İsrail, Müslüman ülkelere nazaran İslami ilkelere daha çok sahip çıkıyor. Norveç, İsveç, Danimarka ve İngiltere gibi azılı İslam düşmanları bile Müslümanlığın olması gereken İnsanlığın yasalarını daha önde yaşıyor. İslam, insan dinidir. Yani İslam eşittir insan demek yerinde olur. Bu ülkeler her ne kadar bu erdemliliği Kur’an’dan almasalar da fıtrat gereği insanlığın gereklerini yerine getirmede Müslümanlardan önde gelmişlerdir.
Kur’an-ı Kerim’ de belirtilen esaslara göre yeryüzünü Müslümanların imar etmesi gerekiyor. Adalet ve barışı Müslümanların sahiplenmesi gerekiyor. İslami kanun ve esasların Müslümanların öncülüğünde yerleştirilmesi gerekiyor. Kur’an ilkelerine Müslümanların öncülük etmesi gerekiyor. İktisadi ve idari yöntemleri Müslümanların tahsis etmesi gerekiyorken Müslümanların Kur’ani emirlerden bihaber yaşaması büyük bir vahamet ve acınacak bir haldir. Utanmak, sıkılmak az gelmelidir.
Bir yerde yanlış var. Doğrusu çok yerde yanlış var. Müslümanların dini Müslümanlarca yaşanması gerekirken İslam’ın esaslarına Müslümanların sahip çıkmamasında çok büyük bir yanlışlık var. Oysa Müslümanlar binlerce defa Kur’an’ı hatim etmek için yarışırken ve milyonlarca ilahiyatçı, hafız, imam, Kur’an Kursu öğreticileri ve akademisyenlerimiz var iken ve Kur’an, insanlığı şöyle uyarmışken:
“Herkes önceden hazırlayıp getirdiği şeyleri bilecektir.
Ant olsun, bir görünüp bir sinenlere, akıp gidip kaybolanlara, Ant olsun, yöneldiği zaman geceye, Ant olsun, aydınlandığı zaman sabaha ki,
O (Kur'an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş'ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail'in) getirdiği sözdür. Kur'an, kovulmuş şeytanın sözü değildir.
(Ey insanlar, o sonuca nereden varıyor) Hakikat buyken nereye gidiyorsunuz? Bu gidiş nereye?
O, âlemler için, içinizden dürüst olmak isteyenler için, ancak bir öğüttür.” 1
“Gök yarıldığı zaman, Yıldızlar saçıldığı zaman, Denizler kaynayıp fışkırtıldığı zaman, Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman,
Herkes yaptığı ve yapmadığı şeyleri bilecek.
Ey insan! Seni yaratan, şekillendirip ölçülü yapan, dilediği bir biçimde seni oluşturan cömert Rabbine karşı seni aldatan nedir?
Hayır, hayır! Siz hesap ve cezayı yalanlıyorsunuz.
Hâlbuki üzerinizde muhakkak bekçiler, değerli yazıcılar vardır. Onlar yapmakta olduklarınızı bilirler.
Şüphesiz, iyiler Naîm cennetindedirler. Şüphesiz, günahkârlar da cehennemdedirler.
Hesap ve ceza günü oraya gireceklerdir. Onlar oradan kaybolup kurtulacak da değillerdir.
Hesap gününün ne olduğunu bilir misin? Evet sen, sahiden de hesap günü nedir bilir misin?
O gün kimse kimseye hiçbir fayda sağlayamayacaktır. O gün buyruk, (emir, söz ve ferman) yalnız Allah'ındır.” 2