• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • http://facebook.com/hsnrtky
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05366735666
  • https://twitter.com/hsnrtky
  • https://www.instagram.com/hsnrtky
  • https://www.youtube.com/Hasan ORTAKAYA
Üyelik Girişi
Site Haritası

DÜNYANIN DEĞERİ

DÜNYANIZ ALLAH'TAN VE PEYGAMBERİNDEN DAHA DEĞERLİYSE!

قاَلَ اللّٰهُ تَعَالَى ف۪ي كِتَابِهِ الْكَرِيمِ:

أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطاٰنِ الرَّج۪يمِ، بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحي۪مِ

﴿قُلْ إِنْ كَانَ آبَاؤُكُمْ وَأَبْنَآؤُكُمْ وَإِخْوَانُكُمْ وَأَزْوَاجُكُمْ وَعَشِيرَتُكُمْ وَأَمْوَالٌ۽ اقْتَرَفْتُمُوهَا وَتِجَارَةٌ تَخْشَوْنَ كَسَادَهَا وَمَسَاكِنُ تَرْضَوْنَهَا أَحَبَّ إِلَيْكُم مِنَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ وَجِهَادٍ ف۪ي سَبِيلِهِ فَتَرَبَّصُوا حَتّٰى يَأْتِيَ اللَّهُ بِأَمْرِهِ وَاللَّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِقِينَ ﴾[1] صَدَقَ اللّٰهُ الْعَظِيمُ.

وَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ف۪ي حَدِيثٍ:

﴿...إِنَّ الدُّنْياَ حُلْوَةٌ خَضِرَةٌ، وَإِنَّ اللّٰهَ مُسْتَخْلِفُكُمْ ف۪يهَا فَناَظِرٌ كَيْفَ تَعْمَلُونَ﴾[2] صَدَقَ رَسُولُ اللّٰهِ ف۪يمَا قَالَ اَوْ كَمَا قَالَ.

Muhterem Müslümanlar!

Bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm mahlûkatı yaratıp, terbiye ve kontrolü altına alan yüce Rabbimiz, Tevbe Suresinin 24. ayetinde mealen şöyle buyurur:

"Onlara de ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabalarınız, aşiretiniz, kazandığınız mallar, zarara uğramasından korktuğunuz ticari (alış verişler), hoşlandığınız evler ve meskenler size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihattan daha sevimli (daha kıymetli) ise; Artık Allah'ın emri (sizin hakkınızdaki hükmü, cezası, azabı, ölümü) gelinceye kadar bekleyin. Allah, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmez."[3]

Kıymetli Cemaat!

İslâm’ı yaşamanın hangi seviyesinde olursak olalım, bu ayet hepimizi çok yakından ilgilendiriyor. Çünkü bu ayet açıkça diyor ki;

"Allah'ın hatırı âlidir, hiçbir hatırla değiştirilemez."[4]

Eğer ki Allah'ın hatırını ikinci plâna atar da, dünya ve dünyalıklara daha çok önem verirseniz bu durum Allah'ın hoşuna gitmez ve sizi cezalandırır.

Eğer babalarınız, dedeleriniz, büyükleriniz, amirleriniz, vekilleriniz, efendileriniz... Size Allah'ın hoşuna gitmeyecek emirler verir ve siz de bu emirleri yerine getirirseniz fasıklar topluluğuna girersiniz...

Eğer oğullarınızı, gençlerinizi, memurlarınızı ve elinizin altındaki insanları günaha, kötülüklere veya kirli emellerinize sevk ederseniz, ya da onların, dininize uymayan arzularını yerine getirirseniz fasıklar topluluğuna girersiniz...

Eğer ki; kardeşleriniz, arkadaşlarınız ve dostlarınızla Allah ve Resulünün istediği bir hayattan uzak kalırsanız ve hele hele Allah ve Resulünün yollarına engeller koyarsanız kendi ellerinizle kendi ipinizi çekmiş olursunuz.

Eğer eşleriniz, kızlarınız ve gencecik yavrularınız, sizlerden İslâm'a uymayan isteklerde bulunuyorlarsa veya toplum içinde Müslüman kadına, Müslüman kıza yakışmayan hareketlerde bulunuyorlarsa ve bu durum sizi hiç ilgilendirip etkilemiyorsa fasıklar topluluğuna imzanızı atmışsınız demektir.

Eğer hısım ve akrabalarınızın, komşularınızın gönülleri kalmasın diye, gösteriş için, desinler için çalgılı danslı düğünler yapıyorsanız, çoluk çocuğunuzun ihtiyacı varken gösteriş uğruna israf ediyorsanız, komşularınızı çatlatmak için komşuluk haklarını çiğniyorsanız, fasıklar topluluğuna aday olmuşsunuz demektir.

Eğer ki; aşiretinize, kabilenize, ırkınıza, milliyetinize güvenerek zulüm yapıyorsanız, güçsüzü ezip güçlünün karşısında susuyorsanız, Allah'ın verdiği canı kan davası uğruna alıyorsanız, İslâmın güzel emirlerini töreler uğruna hiçe sayıyorsanız, adetleri ayetlerin önüne geçiriyorsanız, amirlerinizin emrini Allah'ın emirleriyle değiştiriyorsanız, Müslüman kardeşliği yerine menfi milliyetçiliği tercih ediyorsanız, ümmet bilincini kaldırıp ırkçılığı yerleştiriyorsanız, aşiret kanunlarını dinin kanunlarına tercih ediyorsanız, Allah'a tek tek hesap vereceğiniz günde, sizi hangi aşiret kurtaracak dersiniz?

Eğer kazandığınız mallar, cebinizdeki, kasanızdaki paranız, maaşınız, yatırımlarınız veya tüm mal varlığınız; sizi Allah'a, peygamberine ve Allah yolundaki mücadeleye sevk etmiyorsa, dininize mi, yoksa paranıza mı daha çok kıymet verdiğinizi iyi düşünün.

Eğer, Allah'ın kesin yasağına rağmen faizle, tefecilikle, hırsızlık ve kandırmaca yolları ile paranıza para, sürünüze sürü katıyorsanız, hele hele bu kötülükleri yaparken, bir de dininizi alet ediyorsanız, o gün sizi hangi din kurtaracak dersiniz?...

Eğer ki; "Zekât ve sadaka verirsem malım azalır" diyorsanız, "müşteri kaçırırım" diye namaza gitmiyorsanız, "Allah yolunda olursam ticaretimde zarar ederim" diyorsanız, dünyanın geçici yatırımını, ahiretin sonsuz yatırımına tercih ediyorsanız, makamınıza, mevkiinize zarar gelir diye imanınızı yaşamıyorsanız, ananın evladını bırakıp kaçacağı kıyamet gününde sizi hangi makam, hangi ticaret kurtaracak dersiniz?

Eğer yerleştiğiniz yurtlar, oturduğunuz evler, bağlar, bahçeler, tarlalar, araziler, sizi Allah'tan, Resulünden ve Allah yolunda hizmetten uzaklaştırıyorsa, dünya ve dünyalıklar, ahiret hayatınıza zarar veriyorsa, cihat ruhundan uzak olarak gaflet içerisinde yaşıyorsanız, din iman ve mukaddes değerler diye bir endişeniz yoksa her halinizle nefsinizin heva ve heveslerine meyletmişseniz... O halde babalarınızın, oğullarınızın, kardeşlerinizin, eşlerinizin, hısım ve akrabalarınızın, aşiretinizin, mallarınızın, ticaretinizin, evlerinizin, sürü ve arazilerinizin size hiçbir faydası dokunmayacağı günü bekleyin.

Eğer böyle giderseniz, Allah'ın sizin üzerinize göndereceği hükmü, azabı, ölümü ve felâketleri bekleyin. Artık, o gün size hiçbir şeyin faydası dokunmayacak ve karşınızda hesap görücü olarak yalnızca Allah olacaktır.

Bütün yaptıklarınızdan dolayı, tek tek, bir tek O'na hesap vereceksiniz. Güvendiğiniz dünyalıklar sizi terk edecek ve her şey O'na dönecektir.

Değerli Kardeşlerim!

Peygamberimiz efendimiz de: "Dünya, tatlı ve hoştur. Allah sizi ona varis kılacak ve nasıl hareket edeceğinize bakacaktır. Öyle ise dünyadan sakının…" [5] Buyurarak dünya fitnesine saplanmamak için bizleri uyarmıştır.

Kıymetli Müslümanlar!

Aslında Allah, kullarını çok seviyor ve azap etmek istemiyor. Tövbe edenin tövbesini kabul ediyor. Ancak kendisinin yolunda olmanızı ve kendi isteklerini dünya ve ahiret saadetiniz için başka hiçbir şeyle değiştirmemenizi istiyor.

Allah size çok şeyler vermek için, sizden az şeyler istiyor. Çünkü sermayesi ve keremi sınırsız olan Rabbim vermek için ister; almak için istemez. Almak için istemek O’nun şanına yakışmaz.

Bu ümit ve samimiyetle Allah'ın rahmet ve rıza kapısını çalarsanız kesinlikle boş dönmezsiniz...

Allah'ın rahmeti ve Peygamberimiz (s.a.v)'in şefaati üzerinize olsun...

أَلاَ إِنَّ أَحْسَنَ الْكَلاَمِ وَأَبْلَغَ النِّظاَمِ...

[1]       Tevbe Suresi: Ayet 24    

[2]       Kütüb-i Sitte: 7/ 238 Hadis No: 1966

[3]       Tevbe Suresi: 24

[4]       Hz. Ali (r.a.)

[5]       Kütüb-i Sitte: 7/ 238 Hadis No: 1966


Yorumlar - Yorum Yaz
Hava Durumu
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam13
Toplam Ziyaret360612
KİTAPLAR

                     MİNİK TRADERDS                                                                                SİYONİZM'İN AMENTÜSÜ