• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • http://facebook.com/hsnrtky
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05366735666
  • https://twitter.com/hsnrtky
  • https://www.instagram.com/hsnrtky
  • https://www.youtube.com/Hasan ORTAKAYA
Üyelik Girişi
Site Haritası

PEYGAMBER RÜYASI

PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.)'İN
BİR RÜYASI KONULU HUTBE

 

قاَلَ اللّٰهُ تَعَالَى ف۪ي كِتَابِهِ الْكَرِيمِ:

أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطاٰنِ الرَّج۪يمِ، بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحي۪مِ

﴿ لَقَدْ صَدَقَ اللّٰهُ رَسُولَهُ الرُّؤْيَا بِالْحَقِّ﴾[1] صَدَقَ اللّٰهُ الْعَظِيمُ.

وَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ف۪ي حَدِيثٍ:

﴿... هَلْ رَأَى أَحَدٌ مِنْكُمْ رُؤْياً...﴾[2] صَدَقَ رَسُولُ اللّٰهِ ف۪يمَا قَالَ اَوْ كَمَا قَالَ.

Kıymetli Müslüman Kardeşlerim!

Bugün sizlere peygamber efendimizin bir rüyasını anlatacağım. Melekler tarafından desteklenen bu rüya, aslında bizlere çok manalı mesajlar vermektedir.

Buhari'nin rivayetine göre sahabeden Semure bin Cündüb (r.a) şöyle anlatmıştır:

Resulullah (s.a.v.) bir sabah bize şöyle anlattı:

"Bu gece (rüyamda), bana her zaman gelen iki melek (Cebrail ile Mikail) geldi. Bunlar bana: Haydi yürü! Dediler. Ben de kendileriyle (beraber) yürüdüm.

Derken, sırtüstü yatmış bir adamın yanına geldik. Bunun başucunda, (elinde) bir taş parçası (ile) bir başkası duruyor ve elindeki taşı, o, (sırtüstü) yatan adamın başına atıp başını yarıyordu. Taş da, şu tarafa doğru yuvarlanıyordu. O (taşı atan) adam da, taşın arkasından koşup (tekrar) alıyordu. (Henüz) O dönüp gelmeden (sırtüstü yatanın) başı eskisi gibi iyileşiyordu. O adam dönüp gelince birinci defada yaptığını tekrar yapıyordu. Ben bu meleklere:

-Subhanallah! Nedir bu? Dedim.

Onlar: Hiç sorma, ileri yürü! Dediler, ilerledik.

Derken, ensesi üzere (sırtüstü) yatmış bir adamın yanına vardık. Yanı başında elinde demirden çatal bir kanca (bulunan) birisi duruyordu. Bu kişi elindeki kancayı yatan adamın yüzünün bir tarafına sokuyor, avurdunu, burnunu ve gözünü kafasına kadar parçalıyordu. Sonra öteki tarafa geçiyor, orasını da (aynen) böyle parçalıyordu. Henüz beri tarafın işini bitirmeden, daha önce tahrip ettiği tarafı eski haline gelip iyileşiyordu. Sonra buraya dönüp birinci defada yaptığını yine yapıyordu. Ben:

Suphanallah! Bunlar nedir? Dedim. Bana:

-Hiç sorma, ileri yürü! Dediler, ilerledik. Fırın gibi altı geniş, üstü dar bir deliğe eriştik. Bu deliğin altında ateş yanıyordu. Ateş, alevlenip yükseldikçe içindeki insanlar da yükseliyor, hatta (delikten) çıkmağa yaklaşıyorlardı. Ateşin alevi sakinleştikçe de aşağı düşüyorlardı. Burada çıplak erkekler ve çıplak kadınlar vardı. Ben bu iki meleğe:

Bunlar kimlerdir? Diye sordum. Melekler bana:

Hiç sorma ileri yürü! Dediler, yürüdük.

Derken (içi kan dolu) bir nehire vardık. Bir adam, nehrin ortasında (yüzer halde) dikiliyordu. Nehrin kenarında da önünde taşlar olan (başka) bir adam vardı. Nehirdeki adam, (sahile) yönelip çıkmak isteyince, sahildeki adam, onun ağzına bir taş atıp eski yerine kovuyordu. Çıkmak için sahile gelmeye her teşebbüs ettiğinde, nehrin kenarında bulunan, derhâl (onun) ağzına bir taş atıyordu. O da, gerisin geri dönüyordu. Ben, o iki meleğe:

Bu iki adamın hali nedir? Dedim, onlar bana: Hiç sorma ileri yürü! Dediler, yürüdük.

Derken çok çirkin bir adamın yanına gittik. Himayesinde bir ateş vardı. Onu durmadan yakıyor ve etrafında koşuyordu. Ben o iki meleğe:

Bu adamın hali nedir? Dedim, onlar bana:

Hiç sorma yürü! Dediler, yürüdük.

İçinde her çeşit çiçek bulunan; sık ve uzun bitkilerle kaplı bir bahçeye geldik. Bahçenin ortasında uzun (boylu) bir adam vardı. Semaya doğru uzanan boyunun uzunluğundan, başını göremiyordum. Bu adamın çevresinde de pek çok çocuk vardı ki o kadar çocuğu bir arada asla görmemiştim, ben:

Bu adam ve çocuklar kimlerdir? Diye sordum, onlar bana: Hiç sorma ileri yürü! Dediler, yürüdük.

Derken, büyük bir ağaca rastladık ki ondan daha büyük ve daha güzel bir ağaç görmemiştim.

Bana: Buraya tırman! Dediler. Birlikte o ağaçta bulunan bir şehre doğru çıktık. O şehrin binaları altın ve gümüş tuğlalardan yapılmıştı. Şehrin kapısına vardık, kapının açılmasını istedik, kapı (görevliler tarafından) açıldı. Biz de içeri girdik. Bizi birtakım adamlar karşıladılar. Onların vücutlarının yarısı senin gördüğün şeylerin en güzeli gibiydi. Vücutlarının diğer yarısı da senin gördüğün şeylerin en çirkinine benziyordu. (Yanımdaki) o iki melek bu kimselere:

"Haydi! Gidip şu nehre giriniz." dediler. Baktım, enine akmakta olan bir nehir. Suyu da görülmemiş beyazlıkta. Onlar gittiler bu nehre girdiler. Sonra bize dönüp geldiler ki kendilerinden o çirkinlik gitmiş, en güzel bir hale gelmişler. O iki melek bana: "Şimdi sana anlatacağız" dediler.

Hani, yanına ilk vardığın (sırtüstü yatıp) başı taşla yarılan adam yok mu? O, Kur’an’ı öğrenmişken onu terk etmiş, farz namazı kılmadan uyumuştu. Gündüzde Kur’an’la amel etmemişti.

Hani şu avurdu, burnu ve gözleri kafasına kadar parçalanan adam yok mu? O, bir kimsedir ki, sabahleyin evinden çıkınca bir yalan söylerdi ki o söylediği yalan, bütün afakı kaplardı.

Hani, o tandır gibi bina içinde gördüğün çıplak erkek ve kadınlar var ya, onlar zina yapanlardır.

Hani, nehirde yüzüp de ağzına taş atılan adam var ya, o da faiz yiyendir.

Hani, durmadan ateş yakan ve ateş çevresinde koşan o çirkin suratlı adam yok mu? O da cehennem muhafızı Malik'tir.

Bahçedeki uzun boylu adam ise İbrahim (peygamber)dir. Onun etrafındaki çocuklar; (İslâmi) fıtrat üzere doğup da (küçük yaşta) ölen çocuklardır.

Hani şu vücutlarının yarısı güzel yarısı çirkin olan kimseler yok mu? Onlar iyi bir ameli başka bir kötü (amel) ile karıştırmış olanlardır."[3]

Evet... İşte böyle… Kıymetli Mü'min Kardeşlerim!

Bugün de size Hz. Peygamber (s.a.v)'in bir rüyasını anlatarak hutbemi bitirmiş oldum. Böyle manalı bir rüyanın diğer yorumlarını sizlere bırakıyorum.

Bütün hayır ve güzellikleri sizler için istiyor ve bütün çirkinliklerden de korunmanızı niyaz ediyorum...

Salât ve selâm peygamberimize, peygamberimizin şefaati de siz değerli Mü'minlerin üzerine olsun...

[1]       Fetih Suresi: 27

[2]       Riyazü's Salihin: 961

[3]       Riyazü's Salihin: Muhyiddin-i Nevevi s. 961... 968


Yorumlar - Yorum Yaz
Hava Durumu
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam25
Toplam Ziyaret360651
KİTAPLAR

                     MİNİK TRADERDS                                                                                SİYONİZM'İN AMENTÜSÜ