• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • http://facebook.com/hsnrtky
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05366735666
  • https://twitter.com/hsnrtky
  • https://www.instagram.com/hsnrtky
  • https://www.youtube.com/Hasan ORTAKAYA
Üyelik Girişi
Site Haritası

ENGELLİLER HAFTASI HUTBE

ENGELLİLER HAFTASI İLE İLGİLİ HUTBE

قاَلَ اللّٰهُ تَعَالَى ف۪ي كِتَابِهِ الْكَرِيمِ:

أَعُوذُ بِاللّٰهِ مِنَ الشَّيْطاٰنِ الرَّج۪يمِ، بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحي۪مِ

﴿وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْاَمْوَالِ وَالْاَنْفُسِ وَالثَّمَرَاتِ وَبَشِّرِ الصَّابِر۪ينَ ﴾[1] صَدَقَ اللّٰهُ الْعَظِيمُ.

وَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ف۪ي حَدِيثٍ:

﴿... مَثَلُ الْمُؤْمِنيِنَ ف۪ي تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكٰى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعٰى لَهُ سَائِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمّٰى﴾[2] صَدَقَ رَسُولُ اللّٰهِ ف۪يمَا قَالَ اَوْ كَمَا قَالَ.

 

Değerli Müslümanlar!

Hayrın ve şerrin yaratıcısı olan Allah (c.c), biz kullarını çeşitli yollarla imtihan eder. Bu imtihan maddi ve manevi sahada her an içi içe yaşadığımız olaylarla karşımıza çıkar.

Yüce Allah (c.c) kimimize mal mülk verir, kimimizi fakir bırakır. Kimimize sağlık ve neşe, kimimize de hastalık ve dert verir. İşte bu hastalıkların bir çeşidi de zihinsel ve bedensel özürlülük olarak insanları imtihan çerçevesi içine alır.

Günümüzde çeşitli hastalıklar, kötü alışkanlıklar, iş ve trafik kazaları sebebiyle birçok insanımız sakat kalmakta, bedensel veya zihinsel engelli durumuna düşmektedirler.

Aslında bizler değişken dünyanın değişken elemanları olarak her an bir felâkete maruz kalıp; malımızı mülkümüzü, güzelliğimizi, gücümüzü veya bedenimizin bir kısmını kaybedebiliriz. Bugün çok sağlıklı bir vücuda sahipken, yarın başımıza nelerin geleceğini bilemeyiz. Hiç kimse kendisini hiçbir belâdan emin sayacak güçte yaratılmamıştır.

Bugünün zengini; yarının fakiri, bugünün güzeli; yarını çirkini, bugünün akıllısı; yarının delisi, bugünün sağlıklısı da yarının özürlüsü olabilir.

Onun için her an her şartla iç içe yaşadığımız bu dünyada gelecekte kimin başına ne geleceğini bilmiyorsak; bugünün nimetleriyle yarına yatırım yapmamız gerekir.

Kardeşlerim!

Toplumun özürlü kimselerinin çektikleri sıkıntı ve dertlerinin bir o kadarını, onların yakınları da çekmektedir. Dolayısıyla bir kişinin derdi bir toplumu ilgilendirmektedir. Bir toplum bir kişinin derdini paylaşırsa bu dert azalacak; umursanmayan dertler ise çoğalarak yine o toplumu olumsuz yönde etkileyecektir.

Fertler arasındaki birlik ve dayanışmaya dikkat çeken peygamberimiz (s.a.v): "Birbirlerine merhamet etmede, birbirlerini sevmede ve dayanışmada Mü'minleri bir beden gibi görürsün. O bedenin uzuvlarından biri rahatsızlandığında diğer organları da aynı rahatsızlığı hissederler" buyurmuştur.[3]

Değerli Müslümanlar!

Özürlüleri sevme, koruma ve dayanışma konusunda hepimizin yapması gereken görevler vardır. Bu tür kardeşlerimize ihtiyaç duydukları her alanda elimizden geldiğince yardım etmeliyiz. Özürlerinden dolayı onları ayıplamamalı, kusurlarını yüzlerine vurarak onları rahatsız etmemeliyiz. Toplumsal fayda sağladığımız sosyal alanlarda onların haklarını çiğnememeli; aksine onlara el-ayak, göz-kulak olarak ihtiyaçlarına cevap vermeliyiz.

Unutmamak gerekir ki, her engellinin yaşama hakkının korunması, sosyal imkânlardan faydalandırılması, yetenek ve beceri kazandırılması, yüklerinin hafifletilmesi gibi işler sağlıklı insanların görevleri arasındadır. Bu durumun bir imtihan vesilesi olduğunu bilenler ve "Halka hizmetin Hakka hizmet" olduğunu kavrayanlar; toplumun temel direklerini oluşturan zinde insanlardır.

Sıkıntı ve dert sahiplerinin dertleriyle dertlenmeyenler, tuzu kuru olup kimsenin sorunlarına çare aramayan bananeci ve bencil kimseler; aslında toplumun asıl özürlüleri sayılırlar.

Değerli Mü'minler!

Yaratıcımızın: "And olsun ki sizi biraz korku, biraz açlık, biraz da mallardan, canlardan ve mahsullerden eksiltmekle behemehâl imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele"[4] ayetinde bildirdiği gibi yaşadığımız tüm sıkıntıların bir imtihan vesilesi olduğunu bilerek hareket etmeli, bu imtihandan başarılı olarak çıkmak için gerekli sabrı göstermeliyiz.

Son olarak özür ve sıkıntı sahiplerinin gönlüne su serpecek şu hadis-i şerifi dinleyelim. Peygamberimiz (s.a.v) buyurur ki: "Mü'mine isabet eden her yorgunluk, hastalık, üzüntü, sıkıntı ve hatta ayağına batıp rahatsız eden diken bile eğer Allah yolunda çalışıyorsa günahlarına kefaret olur."[5]

Yüce Mevlâ'mız özürlü ve engelli kardeşlerimize tarafından sağlık ve şifa ihsan eylesin. Çektikleri sıkıntılarını günahlarına kefaret saysın. Onlara yardım edenleri de her türlü özür ve hastalıktan muhafaza eylesin. Âmin

أَلاَ إِنَّ أَحْسَنَ الْكَلاَمِ وَأَبْلَغَ النِّظاَمِ...

 

[1]           Bakara Suresi: 155

[2]           Riyaz-üs Salihin Tercümesi, C.1, S.209, Hadis No: 225

[3]           Riyaz-üs Salihin Tercümesi, C.1, S.209, Hadis No: 225

[4]           Bakara Suresi: 155

[5]           Müslim Birr: Hadis No: 2573


Yorumlar - Yorum Yaz
Hava Durumu
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam60
Toplam Ziyaret361089
KİTAPLAR

                     MİNİK TRADERDS                                                                                SİYONİZM'İN AMENTÜSÜ